Genç Basketbolcular - Jokzilla = 1
Yalıncak Basket - AvanGuard = 1
Gaziantep27 - BBASk#7 = 1
Southeast Warhawks -SchweppesWolfs = 2
KIDISPOR - Anatolia Efes = 1
Miami Heat 2019 - Arel = 2
Pelikanspor - Fame Of Justice = 2
Çanakkale Kordon - Sarp Rocks = 2
Evet sayın seyirciler sezonun ilk röportajıyla yine sizlerle birlikteyiz. Açılışı tabi ki Kıdıspor hocası bagkur ile yapıyoruz.
-Hocam sezona iddialı bir kadroyla giriş yaptınız ama daha ikinci haftada cortlayıp kadroyu dağıttınız. Hayırdır?
-Evet biraz öyle oldu. Ezeli rakibim Arel sağolsun ayaklarımı yere sağlam basmamı sağladı. Niye öyle bir kadro kurduğumu hala anlayabilmiş değilim. Bir an gaza geldim sanırım.
-Bu arada sizin ikinci favori takımınız Harlem bota düştü. Neler söyleyeceksiniz?
-Evet lig olarak hepimiz çok üzgünüz. Taraftarıyla, oyuncusuyla çok değişik bir takımdı Harlem. Yeni gelen arkadaşlar neden Harlem dediğimi merak etmişlerdir. Siz hiç sayıyı atan takıma bakmaksızın her basket sonrası komple sahaya inip, sayıyı atanla sarmaş dolaş, sayının sevincini paylaşan bir taraftar grubu gördünüz mü? Rakip takım 3'lük sokuyor, hooop Harlem taraftarı sahaya inip sayıyı atanı havaya atıp tutuyor. Kendi oyuncusu basket atıyor, hemen tribünlere koşup 3'lü çektiriyor filan.
Tribünde dev bir Bob Marley posteri olurdu her zaman. Molalarda Bob Marley'in " Don't worry, be happy" parçası eşliğinde rakip takım taraftarını ve kendi oyuncularını da alıp sahanın ortasında halay çekerlerdi. Bu yüzden ponpon kız grubu olmayan tek takım Harlem'di, buna gerek de yoktu zaten. Harlem koçu elinde megafonla sahada halay çeken oyuncularına taktik verirdi. Başka türlü sesini duyuramıyordu çünkü. Gerçi her zaman standart tek taktikleri vardı; topu götür, 2-3 savunma ve rakip takım koçu da bu arada verilen tüm taktiği duyuyordu ama olsundu.
İşte Harlem böyle bir takımdı. Harlem'e karşı yenilseniz de keyif alırdınız. Oynadığı her maç başına ortalama 250 sayı ortalamasının olduğu bir takımdan keyif alınmaz mı? Alınan keyfi, salonun her yanına sinmiş marihuana kokusuna bağlayanlar da oldu ama ben buna katılmıyorum! Tribünlerin üzerindeki dumanın koltukların arasında pişirilen taze marihuanadan kaynaklandığı da söylendi bir ara ama ispatlanamadı, denetime gelen memurların dumandan etkilendiği için denetim yapamadığı söylendi falan filan işte! Ligdeki tüm takımların taraftarları Harlem deplasmanını iple çekerdi! Örneğin 2 uzatma sonunda 150-149 yenildiğin bir maçtan sonra normalde sinirlenir, strese girersin değil mi? Harlem maçları hariç! :) Rakip takım taraftarı, oyuncuları ve yöneticileri yenilseler de mutlu mesut bir şekilde ayrılırdı sahadan! Kendilerini çok arayacağız! Herşey için teşekkürler Harlem.
-Ligimize yeni gelenlere neler söylemek istesiniz?
-Well come to hell diyem, bir de carpe diem. Başka ne diyem. :)
-Şampiyonluk favoriniz kim?
-Şu an için favorim Arel olarak gözüküyor ama karşı tarafta u21 koçumuzun neler yapıp yapmayacağına da bağlı bu tabi. Her ne kadar u21'le çok fazla ilgilendiği için kendi takımına pek zaman ayıramadığını söylese de, 2 transfere bakar herşey. Kalanını oyuncular sahada hallediyor zaten. :)
-Sizin bu sezonki hedefiniz nedir?
-Valla Arel'e yenildikten sonra bana bir hafifleme ve rahatlama geldi. Koy ipini rahvan gitsin modundayım şu an. Ne zaman ne yapacağım belli olmaz benim. öbür türlü Arel'i yenmiş olsaydım, hem maaşlar yüzünden epey sıkıntılı bir süreci devam ettirmek zorunda kalacaktım, hem de yenilgisiz devam etmenin getirdiği stresi yüklenecektim. Arel'e tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Kendilerine de stres dolu play-off yolculuklarında bol sabır ve dayanma gücü diliyorum. :)
-Hocam bu sefer çok sakin bir röportaj oldu. Hiç sinirlenmediniz bana?
- Carpe diem ve don't worry, be happy. Yani kısaca Harlem felsefesi. Bundan sonra böyle. :)